Sipariş Destek Hattı: +90 850 309 30 96

Tüm Alışverişlerde Kargo Kampanyası!

Anasayfa Soru & Cevap
Hayvan Yemindeki Bu...
 
Paylaş:
Bildirimler
Tümünü temizle

Hayvan Yemindeki Buğday Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz 4 Şaşırtıcı Gerçek

1 Gönderi
1 Üyeler
0 Reactions
31 Görüntüleme
Kıdemli Yönetici Admin
Katılım: 2 yıl önce
Gönderi: 1050
Konu Yazarı  

Buğday dendiğinde çoğumuzun aklına ekmek, makarna gibi temel ve sağlıklı besinler gelir. İnsan beslenmesinin bu stratejik yapı taşı, hayvan yemi olarak kullanıldığında ise bambaşka bir kimliğe bürünür. Yüksek enerjisiyle değerli bir kaynak olan bu basit tahıl, aynı zamanda dikkatsiz kullanıldığında ciddi metabolik sorunlara yol açabilen karmaşık bir bileşendir. Bu yazıda, yemlik buğdayın bu az bilinen yönlerini, faydalarının nasıl tehlikelere dönüşebileceğini ve modern hayvan beslemede bilimin neden vazgeçilmez olduğunu ortaya koyan dört şaşırtıcı gerçeği inceleyeceğiz.

Fazla Enerji Göz Çıkarır: Rumen Asidozu Tehlikesi

Buğday, en temel enerji kaynağı olarak görülse de, bu enerjinin salınım hızı onu bir nimetten bir tehlikeye dönüştürebilir. Geviş getiren hayvanların (sığır, koyun, keçi) işkembesi olan rumende, buğdaydaki nişasta çok hızlı bir şekilde fermente olur. Bu durum, rumen pH'sının tehlikeli seviyelere düşmesine ve asidoz adı verilen ciddi bir metabolik hastalığa yol açar. Bu nedenle besi sığırları için hazırlanan rasyonlarda buğday genellikle %10–20 seviyeleriyle sınırlandırılır ve mutlaka yonca, saman gibi kaba yemlerle dengelenir. Bu durum, hayvan beslemede "daha fazla enerji her zaman daha iyidir" algısının neden yanlış olduğunun mükemmel bir örneğidir.

Süt Verimini Artırırken Süt Yağını Düşürme Paradoksu

Yüksek enerji, daha fazla süt anlamına gelmeli, değil mi? Buğday söz konusu olduğunda, bu basit denklem miktar ve kalite arasında şaşırtıcı bir takasa dönüşebiliyor. Buğdayın sağladığı yoğun enerji, ineğin süt verimini (litre olarak) artırmaya yardımcı olabilir. Ancak, yukarıda bahsettiğimiz hızlı fermentasyon özelliği, sütteki yağ oranının belirgin şekilde düşmesine neden olabilir. Süt yağı, sütün kalitesini ve dolayısıyla fiyatını belirleyen en önemli faktörlerden biri olduğu için bu durum, süt endüstrisi için ciddi bir ekonomik sorundur. Bu riski yönetmek amacıyla, süt yemi rasyonlarında buğday oranı genellikle %10-15 seviyesini geçmez. Özellikle rasyondaki kaba yem oranı düşükse, süt yağındaki düşüşün yaşanması "kaçınılmaz" hale gelir.

anatlılar İçin 'Yapışkan' Bir Sorun: Bağırsak Viskozitesi

Kanatlı hayvanlarda buğday, içerdiği çözünebilir nişasta dışı polisakkaritler (NSP'ler) nedeniyle beklenmedik bir sindirim sorununa yol açabilir. Bu maddeler, bağırsak içeriğindeki suyu emerek jel benzeri, "yapışkan" bir yapı oluşturur. Teknik olarak bağırsak viskozitesinin artması olarak adlandırılan bu durum, yemin sindirim sisteminden geçişini yavaşlatır, besin maddelerinin emilimini azaltır ve etlik piliçlerde (broyler) performans kaybı ile altlıkta ıslaklık gibi ciddi sorunlara neden olur. Bu yapışkanlık sorununu çözmek ve buğdayın sindirilebilirliğini artırmak için kanatlı rasyonlarına ksilanaz gibi özel NSP enzimlerinin eklenmesi zorunludur.

Zengin Ama Ulaşılmaz: Fosforun Fitat Tuzağı

Bir yemin besin değer tablosu her zaman hikayenin tamamını anlatmaz ve buğdayın fosfor içeriği bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Kağıt üzerinde buğday, fosfor açısından zengin bir tahıldır. Ancak bu fosforun büyük bir kısmı, özellikle kanatlı gibi tek mideli hayvanların sindiremediği "fitat" formunda bağlıdır. Yani fosfor oradadır, ama hayvan için biyolojik olarak kullanılamaz durumdadır. Bu "kilitli" fosforu hayvanın kullanabilmesi için yeme "fitaz" adı verilen özel bir enzimin eklenmesi gerekir. Bu durum, modern yem formülasyonlarının neden sadece ham besin değerlerine değil, aynı zamanda bu besinlerin biyoyararlanımına, yani hayvanın ondan ne kadar faydalanabildiğine odaklanması gerektiğini gösteren harika bir örnektir.

Görüldüğü gibi buğday, hayvan beslemede iki ucu keskin bir bıçak gibidir. Rumen asidozu riski, süt yağını düşürme potansiyeli, kanatlılarda yarattığı viskozite sorunu ve fitat formunda bağlı fosfor içeriği ile dikkatli bir yönetim gerektirir. Doğru oranlarda, gerekli enzim destekleriyle ve diğer yem hammaddeleriyle dengeli bir şekilde kullanıldığında son derece değerli bir enerji kaynağıdır. Ancak bu dengeler gözetilmediğinde ciddi performans kayıplarına ve sağlık sorunlarına yol açabilir.

Basit bir tahıl tanesinin ardındaki bu karmaşık denge, modern tarım ve hayvancılıkta bilimin ve dengeli beslemenin ne kadar kritik bir rol oynadığını bir kez daha göstermiyor mu?



   
Alıntı

Cevap yaz

Yazar Adı

Yazar E-postası

Başlık *

Paylaş:

Web sitemizde paylaşılan bilgiler tamamen halkımızı doğru bilgilendirme amacıyla, uzman kadromuzun özverisi ile yayınlanmaktadır. İşletme olarak türler ile ilgili ticari bir kaygı amacıyla yer verilmemektedir. Genel bilgi amaçlı, birincil elden, doğru bilginin sunumu hedeflenerek paylaşılmaktadır.

Makale ve yayınlarımızda belirtilen yüzdeler ve rakamsal değerler tavsiye niteliğindedir, yem içeriklerimizde kullandığımız rasyon değerlerini ifade etmez.

Metin, fotoğraflar, grafikler dahil olup bunlarla sınırlı olmamak üzere sitemizde kullanılan tüm materyaller teknik hatalar, yazım yanlışlıkları ya da başka tür hatalar ve yanlışlıklar içerebilir. MVC Organic, bu tür hatalar ya da yanlışlıklar için sorumluluk kabul etmemektedir. Web sitesinde sunulan materyaller ve bilgiler, genel bilgi amaçlarıyla ücretsiz olarak sağlanmaktadır.

Tüm Kargolarda Kampanya

Sipariş Sınırı Yok!

Alışveriş Alt Limiti Yok!

Hızlı Teslimat

Kargo 3 iş gününde teslim!

Ürün hazırlanma süresini unutma!

Onaylı İşletme

İl Tarım ve Orman Müd. Onaylı

İşletme onay no: @TR-0600324

100% Güvenli Ödeme Sistemi

Tüm kartlar ile ödeme kolaylığı

MasterCard / Visa / 3D Secure

mailto:info@mvcorganic.com.tr
tel:+908503093096
https://wa.me/+908503093096
WhatsApp
Phone
Email